Ana Sayfa | Köşe Yazıları | GÜZEL KOKMAK DA GÜZELLİĞİN BİR PARÇASIDIR

GÜZEL KOKMAK DA GÜZELLİĞİN BİR PARÇASIDIR

Geçtiğimiz sene bugün, güzel kokmanın da güzelliğin bir parçası olduğunu anlamaya başladığım günlerin ilkiydi. Parfümün varoluş serüveninin başladığı ülkede, Fransa’da ünlü bir parfüm okulunda, dünyanın dört bir yanından gelen parfüm severlerle, kokuların gizemli dünyasına giriş yaptık. Yoğun bir eğitim sürecinden geçerek parfümü parfüm yapan bileşikleri tanıma, koklama ve yeni kokular keşfetme şerefine nail olduk. Bu gizemli ve keyifli yolculukta edindiğim bilgi ve deneyimleri hem hatırlamak hem de sizlerle paylaşmak istedim. Bugünkü konumuz, duyularımızı harekete geçiren güzel kokular ve varoluş öyküleri. Gelin siz de bu sihirli hikayenin bir parçası olun ve kendinizi mis gibi kokan bu dünyanın derinliklerine bırakın.

Parfümün doğuşu

Aslen ‘Through smoke and burn’ sözleriyle ifade edilmiş olan ve Latince’de ‘kokulu duman’ olarak bilinen, doğuşu 6 bin yıl öncesi Mezopotamya’sına dayanan, kâh tanrılara gönderilen bir hediye olduğuna inanılan, kâh tanrıların teri olduğu felsefesiyle yola çıkılan, ilk olarak aromatik materyallerin ve kokulu yağların yakılmasıyla can bulan parfüm, koskoca bir geçmişe sahiptir. Eski zamanlarda tanrılarla insanlar arasındaki iletişim aracıdır.

Modern milat

Güzelliğiyle ünlü Macar kraliçesi Elisabeth von Ungarn için özel olarak hazırlanan, esans ve biberiye yağıyla alkol karışımından elde edilmiş ve adına ‘Macar suyu’ denmiş bu özel karışım, muhteşem güzelliğin sırrı olarak tarihteki yerini almış ve böylelikle modern parfümü dünyayla ilk tanıştıran Macarlar olmuştur.

Fransızlar’da kullanımı

18’inci yüzyılda Fransız doktorlar su kullanımını çok tehlikeli buluyorlardı. Ayrıca, sıcak suyun gözenekleri açtığını, bu yüzden de hastalıkların daha çabuk oluşacağı fikrini benimsemişlerdi. Hal böyle olunca, diğer milletlere nispeten Fransızlar çok sıklıkla yıkanmadılar. Toplumun sadece yüzde 15’i banyo ritüelini devam ettirdi. Geri kalan kitle kendilerini silerek farklı şekillerde temizlik yolu buldu. Yine doktorlar parfümlerin hastalıklardan koruduğunu savundular. Böylece insanlar ayda bir banyo yaptı ancak sıkça çamaşırlarını yıkadı ve bolca parfüm kullandılar. Üstelik parfümü giymenin birçok yolunu da buldular. Pomander adı verilen ve eskiden hastalığa karşı kullanılan bir top icat ettiler. Kokulu yastık ve minderler, ayrıca eldivenlerin revaçta olduğu bir sürecin içine girdiler. Bu şekilde Fransa, parfümün en çok üretildiği ve tüketildiği ülke haline geldi. Öyle ki; mücevherler dahi parfümlendi.

Tüm bu gelişmelerin sonucunda parfüm endüstrisi oldukça gelişti. Fransa’nın Grasse bölgesi, parfüm endüstrisinin kalbi; Versailles bölgesiyse, parfümün showroom kenti haline geldi.

Kişinin kendini ifade etme şekli

Yıllar yılı parfüme bakış açısı değişti. Artık kötü kokuları maskeleyen değildi. O artık kişinin karakterini betimlemesiyle özdeşleşmişti.

Parfüm, verilen adının aksine oldukça geniş ve geçmişi olan bir konudur. Bu yüzden yazımın birinci bölümünde, parfümün varoluş hikayesine değinmeden edemedim. Geçmişten bugüne hayatımızda büyük yer edinmiş parfüme ihanet etmek istemedim. Kısaca kokuların ve parfümün insanlık tarihindeki önemini sizlerle paylaşmak istedim. Bir sonraki yazımda şimdiki zamanda parfüm, doğru kullanımı ve nasıl seçileceği gibi konulara değineceğim. O zamana kadar sizlere Coco Chanel’in sözleriyle veda etmek isterim: “Parfüm, bir kadının vazgeçilmez aksesuarıdır. Birisi yanınız dan uzaklaştığında, hatta yaşamınızdan gittiğinde, ardında bırakabileceği en önemli izdir.”

Dr. Ecz. Neslihan Şahin

PAYLAŞIN!