Çok kısa bir zaman öncesine kadar sıcağın, kumların, denizin ve güneşin tadını çıkarırken, bugünlerde çoktan gelmiş bir sonbahara hazırlamaya çalışıyoruz kendimizi. Yani hayatımızı, ruh halimizi, cildimizi, saçımızı ve aslında daha birçok şeyi. İşte bu kadar çok fark ettiriyor her bir mevsimin gelişi ve doğal olarak da gidişi. İster ruh haliniz, ister cildiniz, ister saçınız olsun, mevsim geçişlerinde her bir parçamız da bu düzene fark etmeksizin ayak uyduruyor ve birtakım değişiklikler yaşıyor. Bizlere düşense bu doğal döngüyü kabule geçmek ve gereken hazırlıkları yapmak. Kısaca yağmura şemsiyesiz yakalanmamak.
Geçtiğimiz haftaki yazımızda cildi sonbahara nasıl hazırlayabileceğimiz üzerine konuşmuştuk. Bu hafta ise konumuz, sonbahara hazırlanması gereken bir diğer en değerlimiz saçımız. Gelin güzelliğin tamamlayıcısı saçlar için ne gibi hazırlıklar yapabiliriz, onları değişen mevsim şartlarına nasıl hazırlayabiliriz bir göz atalım. İşte detaylar…
Yapı taşı: Keratin
Saçımız, keratin adı verilen, kopmaya, aşınmaya ve zorlanmalara dayanıklı protein moleküllerinden oluşur. Saça uygulanan işlemler (fön, boya vb.), çevresel faktörler ve yaşın ilerlemesiyle, yapısında bulunan keratin giderek azalır ve maalesef eski sağlık ve canlılığını yitirmeye başlar.
Yazdan kalma yorgun saçlar
Çevresel faktörlerin başında mevsim değişikliği gelir. Yaz mevsiminde deniz, güneş ve havuz nedeniyle saç yıpranır. Zaman içinde kuruyan ve nem kaybına uğrayan saç, bir de yeni mevsim şartlarıyla iyice zayıflar ve dökülmeye başlar.
Dökülme ve mevsimler
Eylül-ekim ayları saç dökülmesinin en yoğun yaşandığı zamanlardır. Normal koşullarda günde yaklaşık 100 tel saç dökülürken, bu aylarda saç dökülmesi 100-200 tel arasında değişiklik gösterir. Bunun nedeniyse, saçın temmuz ayında, ‘telojen’ yani dinlenme sürecine girmesi. Böylelikle, sonbaharın gelişiyle, eski saç tellerine veda edeceğiz ve yeni saç yapımının başlayacağı bir döngüye gireceğiz. Bu geçiş döneminde vitamin ve mineral desteği ihmal edilmemeli, güzelliğin bütünleyici unsuru saça gereken özen ve bakım verilmelidir.
Mezoterapi ve destek
Yaz sonrası gücünü kaybeden saçın tedavisinde, saçın içeriden ve dışarıdan beslenmesi önemlidir. Saç mezoterapisi, kökleri beslemeye yardımcı vitamin, mineral, protein, kan dolaşımını artırıcı ve anti-oksidanlar karışımının, çok ince iğne uçlarıyla deri altına enjekte edilmesidir. Özellikle mevsim geçişlerinde ya da strese bağlı saç dökülmelerinde faydalıdır. Bu besinsel destek koruyucu keratin kılfının da geliştirilmesini sağlar. Seans sayısı ihtiyaca göre belirlenen saç mezoterapisi işlemiyle, saçınızı dökülmeye karşı koruma altına alabilir, daha güzel
ve sağlıklı saça kavuşabilirsiniz.
Doğru bilinen yanlışlar
Bugünkü yazıma son vermeden önce doğru bilinen birkaç yanlışa da değinelim istiyorum. Yağlı olduğu gerekçesiyle her gün yıkanan saç, yarardan çok zarara uğrar. Sık yıkamayla kuruyan saç derisindeki koruyucu tabaka aşınır ve kepeklenme ile dökülme görülür. En sağlıklısı, saçın haftada 2-3 kez uygun bir şampuanla, saç derisine masaj yapılarak uygulanması ve ılık suyla durulanmasıdır. Unutulmamalıdır ki, şampuanların asli görevi temizliktir. Bu nedenle yıkama sonrası B ve E vitaminlerinden zengin, yoğun nemlendirici özelliği olan saç kremiyle saçınıza nem kazandırabilir ve onu yenileyebilirsiniz.
Ancak her şeyden önemlisi sağlıklı yaşamak ve beslenmek. Karbonhidrat ağırlıklı beslenmeden kaçının. Proteinli besinler tüketmek saçınızın daha sağlıklı olmasını sağlayacaktır. Bir de mevsimsel geçişlerde alınacak B grubu vitamini desteği ve eksikliğinde çinko ve demir takviyesi, saçın ihtiyaç duyduğu bakımı yapabilecek sihirli dokunuşlardır.
Son olarak, güzelliğinizi saçınıza borçlusunuz. Her daim ışıl ışıl parlayan, sağlıklı saçlara sahip olmanız dileğiyle, güzelliğiniz daim olsun.