Kadın-erkek, genç-yaşlı derken milyonlarca insanız. Farklı hayatlar yaşasak da ortak çizgilerimiz var. Yüzümüzdeki çizgiler aslında ne kadar da özeller! Karakterlerimizin şifresi, duygularımızın deşifresi ve geçmişimizin en yakın şahidi… Hiç düşündünüz mü altında hangi anlamlar gizli? Yoksa sadece edindiğiniz her bir çizgiyle birlikte, ‘Nasıl kurtulabiliriz?’ sorusunun cevabını mı aradınız? Öyleyse bir iyi bir de kötü haberim var. Çizgilerinizden kurtulabilirsiniz! Geçmişinizin aksine…
Ama önce, gelin yüzümüze kimlik katan, bizi birbirimize yakınlaştıran ancak bir o kadar da eşsiz yapan bu değerli çizgilerimizi tanıyalım. Sonrasında onlardan kurtulmanın yollarını da anlatacağım.
Alındaki yatay çizgiler: Eğer siz de başlığı gördüğünüzde heyecanlandıysanız bilin ki, endişe çizgilerinden payınıza düşeni aldınız. Aynanın karşısına geçin ve kaşlarınızı kaldırın, birazcık da şaşırır gibi mimikler yapın ve görüntünüze iyi bakın. Çünkü alnın üzerinde yatay oluşan bu çizgiler aslında endişe çizgileri olarak bilinir.
Elbette ki, bu çizgilere çokça sahip olmak ya da derin çizgiler taşımak çok endişeli bir insan olduğunuzu söylemiyor. Çünkü alın kasları güçlü kişiler genellikle konuşurken alınlarını fark etmeden fazla kullanabiliyor. Ancak bu durum dışarıya daima endişeli ve negatif izlenimi verdiği gerçeğini de değiştirmiyor.
Keşke hayattaki tüm sıkıntı ve problemlerimizi alnımızdaki çizgiler kadar kolay aşabilseydik. Çünkü botoks, onlardan kurtulmak için pratik bir çözüm. Buradaki püf nokta, çizgiler çok derinleşmeden önlem almak. Tam oturmadan, ne kadar erken önlem alırsanız, o kadar verimli sonuçlara ulaşırsınız.
Kaşların arasında kalan dikey çizgiler: Kaşlarınızı çatın ve orada oluşan çizgilerle vedalaşın. Çünkü o çizgiler, aslında olmak istemediğiniz sinirli ve kibirli insan ifadesine ait. Glabellar çizgileri olarak bilinen bu kısa ve dikey çizgiler, yine botoksla sizi terk edebilir.
Tabii öncelikle bu mimikten vazgeçmeyi öğrenmelisiniz.
Aslında botoksun da asıl amacı, enjeksiyon yapılan bölgede, sinirlerdeki geçişi bloke edip kas kasılmasını engellemek. Böylece o mimiği zamanla unutmanıza, o alışkanlığı hayatınızdan çıkartmanıza yardımcı olacak ve daha gergin bir cilt görünümü sunacaktır.
Göz kenarındaki çizgiler: Tüm çizgiler arasında en sempatik olanıdır. Tıp dilinde periorbital çizgiler olarak bilinir, halk dilindeyse neşe çizgileridir. En erken oluşan çizgi tipleridir. Gülümsediğinizde oluşan bu çizgiler, cilt kuruluğu ve fazla güneşe maruz kalmayla çabucak derinleşir. Yine botoksla hafifletilebilir.
Üst dudağın kenarlarından burna doğru uzanan dikey çizgiler: Gülme çizgileri ya da nasolabial çizgiler olarak bilinirler. Yaşla birlikte derinleştiklerinde, kişiye olduğundan daha yaşlı bir görünüm verirler.
Dudak üstü ve dudak altı çizgileri: Dudak üzerinde bulunan kısa dikey çizgiler, sigara kullanıcılarının kabusudur ve barkot olarak bilinir. Dudak altında görülen, çeneye doğru uzanan, kısa dikey çizgilerse depresyon çizgileri olarak bilinir ve mutsuz bir ifade oluşmasına yol açarlar. Gülme çizgileri, dudak üstü sigara çizgileri ve dudak altı depresyon çizgileri için dolgu, en çok uygulanan uygulamalar arasındadır.
Daha ileriki yaşlarda ya da çizgiler çok derinse ve kişiye sorun teşkil ediyorsa, ipler ya da HIFU gibi cerrahi olmayan ameliyatsız yüz germe ve görünümü gençleştirme uygulamaları tercih edilebilir.
Görüldüğü gibi çizgilerden kurtulmak çok da problem değil. Ancak tek başına uygulanan tedavi, yüzünüzde yavan duracaktır. Bu yüzden lütfen cilt bakımınıza özen göstermeyi, ona özveride bulunmayı ve bol bol nemlendirmeyi unutmayın. Bir de çok bronzlaşmayın ki, hızlı yaşlanmayın.
Gereğinden fazla uygulanan her tedavide olduğu gibi, cildi sık sık işlemlere maruz bırakarak doğallığınızdan ödün vermek zorunda da kalmayın!